11 Mart 2013 Pazartesi

....


Meme Kanseri

Meme kanserinin en yaygın belirtisi memede ağrısız bir kitlenin hissedilmesidir. Ancak, hastaların % 10 kadarı, kitle olmaksızın ağrı hissetmektedir. Meme kanserinin daha seyrek görülen belirtileri arasında, göğüste oluşan geçici olmayan değişimler, kalınlaşma, şişlikler, deride tahriş ya da bozulmalar ve akıntılar, aşınma, göğüs ucunun hassaslaşması ya da içe dönmesi de dâhil olmak üzere göğüs ucu belirtileri yer almaktadır. Tedavisi en kolay olan erken evredeki meme kanserleri tipik olarak hiçbir belirti göstermezler. Bu nedenle kadınların meme kanserinin erken tanısı için önerilen kontrol programlarını uygulamaları çok önemlidir. Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavi seçeneklerinin sayısını, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını önemli oranda arttırır. Erken tanı için temelde önerilen birbirlerini tamamlayıcı üç yöntem vardır.
kanser
- Kişisel (Kendi Kendine Yapılan) Göğüs Kontolleri
- Klinik (Doktor Tarafından Yapılan)
- Mamografi
Normal de 20 yaşından sonra her ay kişisel göğüs kontrollerinin yapılmasını, kırk yaşından sonra da yılda bir kez olmak üzere klinik göğüs kontrolleri ve mamaografi önerilmektedir. Ancak daha sonraki mamogramlarınıza referans olması için otuzlu yaşlarınızda en azından bir mamografi çektirerek saklamanız önerilir.  Aile tarihçesi, ırk, ilk adet yaşı, çocuk sayısı gibi pek çok faktör kadınların meme kanseri için yüksek risk taşıyıp taşımadığını belirler.
Meme kanserinin evrelerinin numaralar ile belirlenmesi
Kanser evresini, tümörün boyu ve kanserin yayılımı tanımlar. Evrelendirme sisteminde 0 ile 4 arasında bir rakam belirtilir.
Evre 0 (Sıfır) : Aynı zamanda “in-situ” olarak da adlandılır. Evre 0 (sıfır), olan kanserler yerlerinde kalmış ve çevre dokulara sıçramamış kanserlerdir. Evre 0 (sıfır) kanserler oluştukları yerlere göre ikiye ayrılırlar. Süt bezlerinde ya da süt kanallarında oluşabilirler.
Evre 1 : Orijinal tümör 2 cm ya da daha küçüktür. Kanser lenf bezlerine sıçramamıştır.
Meme Tedavisi : Lumpektomi (kanserli kitlenin etrafında bir parça sağlıklı göğüs dokusu ile birlikte alınması) ve koltukaltı lenf bezlerinin alınmasını takip eden radyasyon tedavisi yapılır. Gerekiyorsa kemoterapi veya hormonoterapiler eklenir. Mastektomi (Kanserin bulunduğu göğüsün alınması operasyonu) ve koltukaltı lenf bezlerinin çıkarılması önerilir.
Evre II (İki) : Orijinal tümör 2 ile 5 cm arasındadır ve lenf bezlerine sıçramamış veya sıçramış olabilir. Evre II (İki) için genelde uygulanan tedavi şekli Evre 1 ile aynıdır, ancak eğer tümör büyükse ya da lenf bezlerine sıçramışsa kemoretapi, hormonterapi ve radyasyon tedavisinin tamamlayıcı olarak önerilmesi daha yaygındır.
kanser
Evre III (Üç) A : Orijinal tümör koltukaltı lenf bezlerine ve göğüs dışı dokulara sıçramıştır. Operasyon sonrasında genelde radyasyon tedavisi ve sistematik tedavi olarak kemoterapi ve hormon tedavisi uygulanır. Eğer tümör çok büyükse, operasyon öncesinde tümörün boyunun küçültülmesi amacıyla kemoterapi uygulanabilir. Bu tip kemoterapiye neoadjuvant kemoterapi denir.
Evre III (Üç) B : Orijinal tümörün boyutuna bakılmaksızın, tümörün kendisini göğüs duvarına bağladığı ve göğüs lenf bezlerine sıçradığı durumlarda kanser Evre III (Üç) B olarak adlandırılır. Evre III B meme kanserinin standart  tedavisi genellikle neoadjuvant kemoterapi ile başlar. Orijinal tümörün boyunun istenen oranda küçülmesi ile birlikte cerrahi tedavi yapılır.  Operasyon sonrası uygulanan standart tedavi ise; radyasyon tedavisi, kemoterapi ve hormon tedavisidir.
Evre IV (Dört) : Kanser göğüs dışında vücudun diğer bölümlerine (kemikler, akciğer, karaciğer ya da beyin gibi) sıçramıştır.  Evre IV (Dört) meme kanserinin tedavisinde temel amaç yaşam süresini ve kalitesini arttırmak, hasta şikayetlerini gidermektir. Tedavide genelde kemoterapi ve hormon tedavisi gibi tüm vücudu etkileyen sistematik tedaviler uygulanır. Hastanın şikayetlerinin azaltılması amacı ile bazı durumlarda mastektomi (Kanserin bulunduğu göğüsün alınması operasyonu) de önerilebilir.
Meme Kanseri ve Genetik İlişki
Yapılan çalışmalar sonrasında tüm kanserlerin yaklaşık %10’unda kalıtsal faktörlerin varlığı kanıtlanmıştır. Sık gözlenen kanserlerde yapılan genetik araştırmalarda bazı hastalarda yaşam sırasında kazanılmış genetik değişiklikler saptanmıştır. Onkogen adı verilen bu genetik bölgelerdeki değişiklikler somatik hücrelerde olmakta ve ailenin diğer bireylerine kalıtılmamaktadır. Bununla birlikte değişimin görüldüğü kişilerde kanser gelişimine neden olmaktadır.
Günümüzde; meme, over, kolon ve uterus kanserlerinin %10 unun bilinen genetik mutasyonlardan kaynaklandığı saptanmıştır.
Detaylı bilgi için: www.genetiknedir.com

0 yorum: